SlideShare a Scribd company logo
1 of 48
Toprak
Toprak! Üstünde gezdiğimiz...
İçine girip kaybolduğumuz...
Kıyamet Günü sinesinden yeniden ihyâ ve inşâ ile çıkarılacağımız, içindeyken yeniden yaratılacağımız...
Yaratılışımızın hamuru, Varlığımızın mayası…
Alçak gönüllüğün simgesi…
Şeytanı yakan öz!
Toprak tevazu ile yükseldi, ateşin üzerinde hâkimiyet kurdu.
Ateş, alevleri ile çoştu, kendisini ele avuca sığmaz sandı…
Bunun neticesi olarak toprağın sinesine konuldu ve orada hapsedildi…
Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde yer yüzünün her baharda hayatlandırılmasından bahsedilerek, insanların dikkatleri toprağa çekilmektedir.
Dünya kainatın kalbi olduğu gibi, toprak da dünyanın kalbi mesabesindedir.
Diğer taraftan, tevazu, alçak gönüllülük ve mahviyet gibi insanı Allah’ın rızasına götüren yolların en yakınını da toprak temsil etmektedir.
Bu vesileyle söylenen “toprak gibi mütevazi” sözü de manidardır.
Toprak unsuru, manen Cenab-ı Allah’a, en ulvi göklerden daha yakındır.
Çünkü, K â inatta Cenab-ı Allah’ın Rablığının tecellisine, Kudretinin faaliyetine, Hayy ve Kayyum isimlerinin görünmesine azami derecede mazhardır.
Hem yeryüzünün halifesi olan insanın halifelik vazifesini yerine getirmesine en müsait ve münasip yerdir.
Rahmet arşı su üzerinde olduğu gibi, hayat ve ihya arşı da toprak üzerindedir.
Toprak, suya, havaya, ateşe ve ışığa oranla daha katı ve donuktur.
Fakat, Cenab-ı Allah’ın yarattığı bütün türlere sebep ve kaynak olduğu için hava, su, güneş gibi bütün unsurların üstüne çıkmıştır.
Peygamber Efendimizin (S.A.V) “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, alnını toprağa koyup secde ettiği andır.” buyurarak bu sırlara işaret etmiştir.
İnsan ve toprak. Ana ve çocuk gibi birbirine ne kadar da yakın, ne kadar da muhtaçlar.
Toprak bir yanıyla karanlığı çağrıştırır. Çünkü yer yüzünün en eski hikmetlerinden olan `anasır-ı erbaa` (dört unsur) içerisinde en kesif ve katı olan o.
Su gibi akışkan, hava gibi latif ve şeffaf değil…
Fakat ateş gibi  ‘öfke’  dolu da değil. Onunkisi hoş bir katılık.
Çünkü tevazuu, şefkati, doğurganlığı, merhameti temsil eder.
Bunun için toprağa ‘ana’ olarak bakılır.
Kur’an insanın yaratılışını açık bir biçimde toprakla irtibatlandırır.
İnsan neden toprağı, özellikle maharetini yeşil örtüyle sergilemiş olan toprağı özler?
Belki aslı olduğu için. Dahası ideal güzelliğin simgesi olan ‘ana vatanını’ yani `cenneti` özlediği için.
Yeşilden nefret eden biri olabilir mi?
Ya da burcu burcu kokan bir gülün kokusundan tiksinen?
Veya berrak bir derenin şırıl şırıl akışını ‘sinir bozucu’ bulan?  Cevabı belli…
O halde, insanın tabiatla ilişkisi ‘sonradan edinilmiş bir bilgiye’ dayanmaz, aksine zaten özünde var olan bir bilgiye de dayanır. O bilgiyi Yaratıcı fıtrata yerleştirmiştir.
Hz. Peygamber, insan-tabiat ilişkisinin en muhteşem örneğini sergileyerek, ara ara Uhud dağını kadim bir dostu ziyaret eder gibi ziyaret ederdi.
Bunu anlamakta zorlananlara bir gün şu açıklamayı yapmıştı: “Uhud bir dağdır; fakat o bizi sever, biz onu severiz.”
Hz. Peygamber’in (S.A.V), bir gün aniden sağanak halinde boşanan bir yağmura elbisesinin eteğini tuttuğunu, bunun nedenini merak eden yanındaki dostlarına şöyle dediğini öğreniyoruz:
“ Onun Allah`la sözleşmesi benden daha yeni; ondan yararlanayım, dedim.”
Yine onun, bir dağın zirvesine çıktığında orada iki rekat  ‘şehadet / tanıklık namazı’ kıldığını öğreniyoruz. Dağı imanına şahit kılmak... Bunu düşünebilmek... İşte bu!
Modern hayat, insanın toprakla irtibatını zayıflattı, hatta kopardı…
Bir başka ifadeyle insanın ‘toprak hattı’ koptu.
Halbuki, toprakla irtibatını kesen insan, o toprağın arkasındaki ahiret yurdunu düşünemez oldu. Gerçek vatanına, istikbaline hazırlık yapamadı.
Toprakla dost olmak, toprağa yakın olmak, toprak hattını korumak çok önemli...
İşte şair Osman Sarı bu hususu ne güzel dile getirmiş:
Bütün varım toplasam sonra varsam toprağa,  Hepsin üstüne atsam ve savursam toprağa.
Er geç basar bağrına sevgili gibi beni,  Ne denli meydan okur gibi dursam toprağa. Anlatsam üzerinde ne olup bittiğini,  Çıkar toprak olmaktan haber versem toprağa.
Bir Hadis-i Şerifte de: “Toprağın arkası için çalışınız. Gerçek saadet oradadır.” buyrulmuştur.
Sunum: Ahmet YORDAM www.yolyordam.com

More Related Content

More from yolyordam yolyordam (20)

Cennete cicek Gonder
Cennete cicek GonderCennete cicek Gonder
Cennete cicek Gonder
 
Doktor
DoktorDoktor
Doktor
 
Itfaiyeci
ItfaiyeciItfaiyeci
Itfaiyeci
 
Resimogrt
ResimogrtResimogrt
Resimogrt
 
Ben insanım!-2
Ben insanım!-2Ben insanım!-2
Ben insanım!-2
 
Ben insanim 1
Ben insanim 1Ben insanim 1
Ben insanim 1
 
Doğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları GötürürDoğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları Götürür
 
Beni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan ManzaraBeni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan Manzara
 
Cennetlik Hayvanlar
Cennetlik HayvanlarCennetlik Hayvanlar
Cennetlik Hayvanlar
 
Günün Sözü!
Günün Sözü!Günün Sözü!
Günün Sözü!
 
Şimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal ZamanıŞimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal Zamanı
 
Sabır ve Şükür
Sabır ve ŞükürSabır ve Şükür
Sabır ve Şükür
 
Sevgili Paylaşılmaz
Sevgili PaylaşılmazSevgili Paylaşılmaz
Sevgili Paylaşılmaz
 
Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!
 
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!''Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
 
Sevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz ŞeySevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz Şey
 
Kolomb'un Yumurtası
Kolomb'un YumurtasıKolomb'un Yumurtası
Kolomb'un Yumurtası
 
Seneler Geçerken
Seneler GeçerkenSeneler Geçerken
Seneler Geçerken
 
Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!
 
En Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: HacEn Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: Hac
 

Toprak